Küresel çapta 1300’den fazla CEO’nun katıldığı araştırmamıza göre her on CEO'dan sekizi, önümüzdeki 12 ay içinde bir resesyon beklediğini söylerken, yedisi bu resesyonun beklenen büyümeyi sekteye uğratacağına inanıyor.
Ekonomik çalkantıların devam etmesi nedeniyle CEO'ların %39'u hâlihazırda işe alımları durdururken, %46'sı önümüzdeki 6 ay içinde iş gücünü küçültmeyi düşünüyor. Ayrıca her beş CEO'dan dördü, şirketlerini beklenen resesyona hazırlamak için kısa vadeli dijital dönüşüm stratejilerine ara verdiğini veya yavaşlattığını belirtirken, siber güvenlik de artık en büyük riskler içinde yer almıyor.
Küresel pandemi, jeopolitik gerilimler, enflasyonist baskılar ve finansal zorluklar gibi nesilde bir görülen sorunlar kısa süre içinde arka arkaya geldi. Bu zorluklar küresel CEO'ların da iyimserliklerini olumsuz yönde etkiliyor. Ekonomik gelişmelerin şu anda iş dünyası liderleri için en önemli endişe kaynağı olması şaşırtıcı olmasa da, yöneticilerin kendi şirketlerine ve uzun vadeli büyüme beklentilerine makul düzeyde güven duyduklarını görmek cesaret verici.
Son yıllarda yaşanan olaylar iş dünyası için gerçek bir türbülans yarattı. Bu araştırmada ortaya çıkan bulgular, bu olaylarla mücadele eden ve üstesinden gelen yöneticilerin şirketlerinin dayanıklılığına daha fazla güvendikleri ve bugün karşı karşıya olduğumuz gerçek belirsizliklerin bazılarını azaltmaya odaklandıkları konusunda temkinli bir iyimserlik sağlayabilir.
Murat Alsan
Ülke Başkanı
KPMG Türkiye
Ülke Başkanı
KPMG Türkiye
Araştırmamızın sonuçlarına göre liderlerin %58'i hafif ve kısa süreli bir resesyon bekliyor. Üst düzey yöneticilerin %14'ü, 2022'nin başlarına (%9) kıyasla biraz daha yüksek bir oranla, bugünün en acil endişeleri arasında resesyon konusu olduğunu belirtirken pandemi yorgunluğu ise %15 ile listenin başında yer alıyor.
Her on CEO'dan sekizi (%86) bir yıllık zaman zarfında bir resesyon beklediğini söylerken, %71'i bu resesyonun şirket kazançlarını %10'a kadar etkileyeceğini öngörüyor. Üst düzey yöneticilerin büyük çoğunluğu (%73) resesyonun beklenen büyümeyi sekteye uğratacağına inanıyor. Bununla birlikte, dörtte üçü (%76) yaklaşan resesyon öncesinde şimdiden tedbir amaçlı adımlar attıklarını da belirtiyor.
Bu endişelere rağmen üst düzey yöneticiler, şubat ayında 500 CEO ile düzenlediğimiz “CEO Pulse” araştırmasına (%60) kıyasla önümüzdeki 6 ay için ekonominin dayanıklılığına belirgin bir şekilde daha fazla güven duyuyor (%73). Ayrıca, liderlerin %71'i küresel ekonominin önümüzdeki 3 yıl içindeki büyüme beklentilerinden (2022'nin başlarında %60) ve neredeyse her on CEO'dan dokuzu (%85) şirketlerinin önümüzdeki 3 yıl içindeki büyümesinden emin olduklarını ifade ediyor.
2022 yılı Küresel CEO Araştırmamızdan öne çıkan diğer sonuçlar
CEO’lar işe alımları durduruyor, işten çıkarma yapmayı planlıyor
Ekonomik çalkantıların devam etmesi nedeniyle CEO'ların %39'u hâlihazırda işe alımları dondurmuş durumda, %46'sı ise önümüzdeki 6 ay içinde iş gücünü küçültmeyi düşünüyor. Bu nedenle toplu istifaların yavaşlaması bekleniyor. Bununla birlikte, CEO’ların üç yıllık görüşleri daha iyimser olup sadece %9'u bu süre zarfında personel sayısını daha fazla azaltmayı planlıyor.
CEO’lar resesyona hazırlanmak için kısa dijitalleşme stratejilerini gözden geçiriyor
Beklenen resesyon, şirketleri kısa vadeli dijitalleşme stratejilerini yeniden gözden geçirmeye itiyor. Her beş CEO'dan dördü, şirketlerini beklenen resesyona hazırlamak için dijital dönüşüm stratejilerine ara verdiğini veya yavaşlattığını belirtiyor. Şirketlerin %40'ı dijital dönüşüm stratejilerine ara verirken, %37'si önümüzdeki 6 ay içinde bu stratejilerine ara vermeyi veya yavaşlatmayı planlıyor. Katılımcıların %70'i yatırımlarını dijital fırsatlara kaydırmak ve dijital açıdan geride kaldıkları alanlardan çıkmak için daha hızlı olmaları gerektiğini söylüyor. Katılımcıların dörtte birinden fazlası daha uzun vadede dijitalleşmeyi ve iş bağlantılarını geliştirmenin, önümüzdeki 3 yıl içinde büyüme hedeflerine ulaşılması noktasında hayati önem taşıdığına inanıyor. %74’ü ise şirketlerinin stratejik, dijital ve ÇSY (çevresel, sosyal ve yönetişim) yatırımlarının ayrılmaz bir şekilde birbiri ile bağlantılı olduğu konusunda hemfikir.
Araştırmada, gelişen yıkıcı teknolojiler, önümüzdeki 3 yıl içinde iş büyümesine yönelik en büyük risk olarak ortaya çıktı. Buna ek olarak CEO'lar; itibar, düzenleyici ve operasyonel sorunlar ve iklim değişikliği gibi konuları da büyümeye yönelik en önemli riskler arasında gösterdi. İtibar riski - şirketle ilgili müşterilerde veya kamuoyunda olumsuz algı - CEO'lar arasında 2022'nin başlarına kıyasla daha fazla endişe yaratıyor. Şubat'ta %3 olan oran, ağustosta %10’a yükseldi. Ayrıca jeopolitik zorluklara yanıt olarak şirketlerin %51'i Rusya ile çalışmayı durdurdu ve %34'ü önümüzdeki 6 ay içinde bunu yapmayı planlıyor.
Şirketler siber güvenliği artık en büyük riskler arasında görmüyor
Geçtiğimiz yıl büyümeye yönelik riskler arasında ilk beşte yer alan siber güvenlik ise sıralamada geriledi. CEO'ların sadece %6'sı siber güvenlik konusunu en önemli risk olarak belirtti, bu oran Şubat 2022'de %17 seviyesindeydi. Bununla birlikte siber ortamların gelişimi sürüyor. Katılımcıların %77'si şirketlerinin bilgi güvenliğini stratejik bir işlev ve potansiyel bir rekabet avantajı olarak gördüğünü söylüyor. Her on CEO'dan yedisine göre (%73) jeopolitik belirsizlik de kurumsal siber saldırı endişelerini artırıyor. Kurumların yaklaşık dörtte üçünün (%72) fidye yazılım saldırılarıyla başa çıkmak için bir planı var. Bununla birlikte, 2021'de %13 olan bu orana kıyasla 2022'de neredeyse dörtte biri (%24) siber saldırılara karşı yeterince hazırlıklı olmadıklarını kabul ediyor.
Paydaşlar “yeşil yaklaşım ile göz boyamadan” şüpheleniyor
CEO’lara ÇSY performanslarını paydaşlara iletirken karşılaştıkları en büyük zorluğun ne olduğu sorulduğunda, yaklaşık beşte biri (%17), paydaşlardaki şüphenin “yeşil yaklaşım ile göz boyama” etrafında oluştuğunu söyledi. 2021 yılında bu oran %8 seviyesindeydi. CEO'ların üçte birinden fazlası (%38), şirketlerinin ilgi çekici bir ÇSY hikâyesi anlatmakta zorlandığını söylüyor. Katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (%72) ayrıca paydaşların cinsiyet eşitliği, iklim etkileri gibi ÇSY konularına daha fazla dikkat edeceğine inanıyor. Yetenek konusunda ise 2022'nin başlarına kıyasla daha fazla C-seviye yönetici, doğru yetenek ve becerilere sahip olmanın net sıfır veya benzer hedeflere ulaşmanın anahtarı olduğuna inanıyor. Neredeyse dörtte biri (%22) beceri ve uzmanlık eksikliğinin çözümlerin uygulanmasını engellediğini söylüyor ki bu yılın başlarında oran, %16 seviyesindeydi.
Ekonomik baskı ÇSY hedeflerini yavaşlatıyor
Küresel çapta CEO'lar, özellikle finansal performansın iyileştirilmesi ve büyümenin desteklenmesi söz konusu olduğunda, ÇSY girişimlerinin şirketleri için önemli olduğunun farkında. Hatta üst düzey yöneticilerin %69'u, paydaşlardan ÇSY konusunda raporlama ve şeffaflık için daha fazla talep geldiğini belirtiyor. Bu oran 2021'de %58 idi. CEO'ların neredeyse yarısı (%45) ÇSY konusundaki ilerlemenin kurumsal finansal performansı artırdığı konusunda hemfikir; bu oran sadece bir yıl önce %37'ydi. Bununla birlikte, ekonomik belirsizlik devam ettiği için CEO'ların yarısı önümüzdeki 6 ay içinde mevcut veya planlanan ÇSY çalışmalarına ara veriyor veya bu çalışmaları yeniden gözden geçiriyor; hatta %34'ü bu adımları şimdiden atmış durumda.