1993 yılından bu yana her iki yılda bir yayımlanan Küresel KPMG Sürdürülebilirlik Araştırması’nın bu yılki sayısında 58 ülkeden 5 bin 800 şirketin sürdürülebilirlik ile çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) temalı raporları analiz edildi. Açıklanan bulgular küresel ölçekte sürdürülebilirlik konulu raporların istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koyuyor. G250 olarak bilinen dünyanın en büyük 250 şirketinin neredeyse tamamı sürdürülebilirlikle bir şekilde ilişkili raporları sunarken bu şirketlerin yüzde 96’sı tamamen sürdürülebilirlik veya ESG konularında raporlar hazırlıyor.
Ayrıca, N100 (analiz edilen ülkelerdeki en büyük 100 şirket) olarak adlandırılan şirketlerin bu yöndeki raporları da istikrarlı ve tutarlı bir şekilde artıyor. On yıl önce, N100 şirketlerin yaklaşık üçte ikisi sürdürülebilirlik raporları yayımlarken bu rakam son araştırmamıza göre günümüzde yüzde 79'a kadar yükselmiş durumda.
İklim konusu önemini koruyor
KPMG’nin Küresel Sürdürülebilirlik Araştırması’nda yer alan en son bulgular, N100'ün yüzde 71'inin ve G250'nin yüzde 80'inin karbon azaltma hedefleri belirlediğini gösteriyor. Bu durum şirketlerin iklim hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olmak için oynayacakları bir rol olduğunu giderek daha fazla kabul ettiklerini ortaya koyuyor. Çoğu şirket karbon hedeflerine ulaşmak için yalnızca karbon kredilerine bel bağlamak yerine kendi emisyonlarını azaltmaları gerektiğini de kabul ediyor. İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) kılavuzuna göre raporlama yapan şirketlerin sayısı neredeyse iki katına çıkarak iklimle ilgili daha iyi değerlendirmelerin yapılmasını sağlıyor. Bununla birlikte araştırmaya göre daha hızlı ilerleme kaydedilmesi gereken bazı kilit alanların olduğu da ortaya koyuyor. Örneğin G250 şirketlerinin sadece yüzde 64'ü iklim değişikliğinin kendileri için bir risk olduğunu resmen kabul ederken biyoçeşitlilik kaybını bir risk olarak kabul eden şirketlerin oranı yüzde 50’den daha az.
Çevre, sosyal ve yönetişim perspektifinden sürdürülebilirlik raporlaması
KPMG’nin bu yılki raporu aynı zamanda dünyanın önde gelen şirketlerinin sürdürülebilirlik konusunda raporlama yaparken karşılaştıkları bazı zorlukları da ortaya koydu. Günümüzde iklim krizi ile sosyal eşitsizlik arasındaki bağlantıya dair artan farkındalığa rağmen, analiz edilen binlerce rapor arasında, dünyanın en büyük şirketlerinin ancak yarısından azı, “sosyal” bileşenler (örneğin modern kölelik; çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitlik; topluluk katılımı ve iş gücü sorunları) hakkında raporlama yaptı. Aynı zamanda, şirketlerin yine sadece yarısından azı yönetişim risklerini (örneğin, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, rekabet karşıtı davranışlar veya siyasi katkılar) açıkladı. Buna ek olarak, N100 şirketlerinin sadece üçte birinin liderlik ekibinde sürdürülebilirlikten sorumlu özel bir üye bulunuyor. Diğer yandan şirketlerin çevre, sosyal ve yönetişim başlıklarındaki açıklamaları, nicel veya finansal veriler yerine, büyük ölçüde anlatı odaklı olmaya devam ediyor.
Bölgesel görünüm
KPMG’nin ortaya koyduğu bulgulara göre 2020 yılından bu yana üç ülkede sürdürülebilirlik raporlamasında önemli bir büyüme kaydedildi, bunlar: İzlanda (yüzde +39 puan), Birleşik Arap Emirlikleri (yüzde +22 puan) ve Güney Kore (yüzde +22 puan). Sürdürülebilirlik raporlamasında ciddi düşüşün olduğu üç ülke ise Arjantin (yüzde –16 puan), Meksika (yüzde –16 puan), ve Türkiye (yüzde -12 puan) oldu. Türkiye’nin 2020 yılında yüzde 56 olan ulusal sürdürülebilirlik raporlama oranı 2022 yılında yüzde 44’e kadar geriledi. Asya Pasifik Bölgesi, sürdürülebilirlik raporlamasında başı çeken bölge oldu. Bu bölgedeki şirketlerin yüzde 89'u sürdürülebilirlik raporlaması yapıyor. Asya Pasifik Bölgesi’ni; Avrupa (yüzde 82), Amerika (yüzde 74), Orta Doğu ve Afrika (yüzde 56) takip ediyor.