Bahar aylarında yaşanan karmaşa ve aşırı kötümserleşen beklentiler, yılın son çeyreğinde yerini umutlara bıraktı. Küresel büyüme beklentileri olumlu yönde revize edilmeye başlandı. Yılın ilk yarısında %6’lar seviyesinde beklenen küresel daralma, %4’ler seviyesinde kalacak. Hasarın tamiri ise iyi ihtimalle 2021 sonunda gerçekleşecek.

Bu süreçte, salgında ikinci dalga korkuları en önemli negatif unsur olarak öne çıkarken aşı çalışmalarının 2021’e kalmadan biraz da hızlandırılarak tamamlanması şüphesiz ki süreç içinde yaşanabilecek en önemli olaydı.

Salgın sürecinde ikinci dalganın etkisi yaşanırken hasta ve ölüm sayıları hızla yükseldi. Yine de ekonomilerde geniş çaplı kapanma süreci beklendiği üzere yaşanmadı. Bahar aylarında atılan katı adımların yarattığı ekonomik tahribat, bu sürecin yinelenmesinin önündeki en büyük engeldi. Kapanmaların yinelenmemesi ise doğal olarak küçülme sürecini frenledi. Öncü veriler tarafında hızlı bir çöküşü aynı hızda bir toparlanma takip etti. Yılın son çeyreği içinde ise görece daha dengeli bir görünüm söz konusuydu. Belirsizliklerin azalması ve en kötünün geride kaldığı fikrinin satın alınması bu sürecin devamına işaret ediyor.

Yine de bu toparlanma sürecinin ve büyüme bölgesindeki endeks verilerinin her şeyin geride kaldığı anlamına gelmediğini ifade etmek gerekiyor. Gerek merkez bankalarının gerekse de yerel hükumetlerin destekleri halen sürüyor ve görünümün pozitif bölgede seyretmesini sağlıyor. Şirket ve sektörlerin bu desteklerin olmadığı bir senaryoda gösterebilecekleri performansın çok daha sınırlı olduğu söylenebilir.

Türkiye’ye ilişkin beklentiler de olumlu yönde revize edilmiş durumda. Salgın süreci büyümeye ilişkin beklentileri son derece olumsuz etkilemişti. 2018 yılında yaşanan kur şokunun ardından 2019 yılını büyümeyle kapatan ekonomimiz, 2020 yılının ilk çeyreğini de %4,5’lik büyüme ile kapatmıştı. Salgın önlemleri ile birlikte hızla yaşanan daralma üçüncü çeyrekte %10’a yakın bir daralmaya yol açmıştı. Sonraki dönemde gelen hızlı toparlanma ile üçüncü çeyrek büyümesi %6,7 olarak açıklandı. Bu hızlı toparlanma sürecine hızlı kredi büyümesi politikası da önemli bir baz oluşturdu.

Yurt dışı merkezli kurumların çoğunun yıl sonu beklentileri küçülme yönünde olsa da sanayi üretimi başta olmak üzere öncü GSYH verileri yılı pozitif bir büyümeyle kapatacağımıza işaret ediyor. Eylül sonunda güncellenen Yeni Ekonomi Programı’nda da yıl sonu büyüme tahmini %5’ten %0,3’e çekilmiş durumda.