Sağlık turizminde hedef büyük

Sağlık turizminde hedef büyük

750 bin yabancı hastanın hedeflendiği sağlık turizmi alanında büyük potansiyele sahip olan Türkiye’de, yapısal düzenlemelerin yanı sıra vergisel ve vergi dışı teşviklerle sektörün desteklenmesi amaçlanıyor. Medikal tedavi amaçlı gelen yabancı hasta sayısında yüzde 300 artış bekleniyor.

1000
Sağlık turizminde hedef büyük

Sağlık turizmi, kişilerin tedavi edici ve sağlığı geliştirici hizmetleri almak amacıyla yaşadıkları ülke dışında bir ülkeye ziyaretleri olarak tanımlanıyor. Sağlık turizmi; medikal turizm, termal sağlık turizmi, yaşlı turizmi ve engelli turizmi kavramlarını içeriyor.

Türkiye sağlık turizmi kavramlarının tamamına ilişkin hizmet sunabilme şansına sahip bir ülke. Sağlık turizminin geliştirilmesi, dönüşüm programları arasında öncelikli konu başlıkları arasında yer alıyor. Bu amaçla ilk olarak Sağlık Bakanlığı bünyesinde ’Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı’, daha sonra ’Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu-SATURK’ kuruldu. Sağlık turizmi 2009-2011 Orta Vadeli Plan’da da cari açığın düşürülmesi amacıyla öne çıkarılan politikalar arasında sayıldı.

Sağlık turizminde diş, göz, estetik, kalp-damar ve eklem protezleri, kısırlık tedavisi, tüp bebek, cerrahi girişimler gibi başlıklar ön plana çıkıyor. Ancak Türkiye’de özellikle iç hastalıkları, ortopedi, kadın hastalıkları ve doğum en fazla yabancı hasta kabul eden branşlar. Bunların yanında diğer ülkelere göre, göz ameliyatına yönelik yurt dışından en fazla hasta kabul eden ülkenin Türkiye olduğunu, başta saç ekimi olmak üzere estetik cerrahi konularında ve medikal turizmde de diğer ülkelere üstünlük sağladığını vurgulamak gerekir.

Yüzde 300 artış planı

Sağlık turizminin tıp turizmi ayağında son yıllarda atağa geçen Türkiye’de, 2014 itibariyle sağlık turizmi kapsamında tedavi olan yabancı hasta sayısı yarım milyona yaklaştı. 10’uncu Kalkınma Planı kapsamında bu rakam yalnızca medikal tedavi amaçlı gelen yabancı hastalar için 750 bin olarak hedeflendi. Yani önümüzdeki yıllarda yüzde 300’lük artış bekleniyor.

Döviz girdisi sağlayan sağlık turizminde, mevcut potansiyelin geliştirilmesini hedefleyen yapısal düzenlemelerin yanı sıra vergisel ve vergi dışı teşviklerle de sektörün desteklenmesi amaçlanıyor.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde 15.06.2012 tarihinden itibaren Sağlık Bakanlığı’nın izni ve denetimine tabi olarak sağlık alanında faaliyet gösteren hizmet işletmelerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere ve işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verdikleri ve münhasıran yurt dışında yararlanılan hizmetlerden elde ettikleri kazancın yüzde 50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirebileceği vurgulanıyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesine de aynı hüküm eklenmiş olup, indirim hakkının gelir vergisi mükelleflerini de kapsaması sağlandı. Söz konusu indirimden yararlanılabilmesi için;

  • Şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında sağlık hizmetleri sunmak olmalı.
  • Hizmetin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi ve fatura veya benzeri belgenin yurtdışındaki müşteri adına düzenlenmesi gerekmekte.
  • Sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin elde ettikleri kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulmaları zorunlu.  

İndirime konu olacak kazancın tespit edilmesi için kazancın, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekiyor. Diğer taraftan, gider ve maliyetin ayrı ayrı tespitinin mümkün olmadığı durumlarda müşterek genel giderler, bu faaliyetlerden oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılacak.

KDV Kanunu’nun 13/1-l maddesi kapsamında Sağlık Bakanlığı’nca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri 1 Haziran 2018’den itibaren KDV’den istisna edildi.

Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan 2015/8 sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Karar ile döviz kazandırıcı hizmet sektörlerinin uluslararası rekabet gücünün geliştirilmesine yönelik nakit destekler getirildi. Bu karar kapsamına sağlık kuruluşları ile sağlık turizmi şirketleri de dâhil edildi. Söz konusu destekler aşağıdaki tabloda yer alıyor. Tabloda sağlık turizmi şirketi, yurt dışından gelen hastalara rehberlik, danışmanlık ve organizasyon hizmetleri sunan şirket olarak tanımlanıyor.

Küreselleşme sebebiyle yoğun rekabetin yaşandığı sağlık turizmi sektöründe sağlanan desteklerle ve maliyetlerin diğer ülkelere oranla düşük olması sebebiyle Türkiye’nin önde gelen ülkeler sıralamasına girmesi yüksek bir olasılık. Ancak bunun sağlanabilmesi için tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine ağırlık verilmesinin önemli olduğunu vurgulamakta fayda var.

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bize ulaşın