10 milyar dolarlık İngiltere pazarında Brexit sonrası riskler

İngiltere pazarında Brexit sonrası riskler

KPMG Türkiye Vergi Bölümü Başkanı, şirket ortağı Abdulkadir Kahraman, Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler’den oluşan devletler topluluğunda yapılan referandumdan “brexit”; Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı çıkmasını değerlendirdi. AB ülkeleri arasında Almanya’dan sonra 10 milyar dolarlık ikinci büyük ihracat pazarımız olan Birleşik Krallık’ın AB ile yapacağı ticaret anlaşmaları Türkiye’yi direkt etkileyecek.

1000
10 milyar dolarlık İngiltere pazarında Brexit sonrası riskler

KPMG Türkiye Vergi Bölümü Başkanı, şirket ortağı Abdulkadir Kahraman, “Brexit, AB ve Birleşik Krallık için çok büyük sonuçları olan bir vaka. O nedenle, tarafların bu çıkışın şartlarını belirlemelerinin AB’ye giriş süreci gibi en az iki yıl sürecek bir müzakere ile sonuçlanabileceği düşünülüyor.”  dedi. “Dünyanın ilk 6 büyük ekonomisinden biri olan İngiltere, Türkiye’nin dış ticaretinde fazla verdiği ve ihracatını sürekli artırdığı gelişmiş ülkelerden biri. Yine aynı verilere göre; Türkiye’nin İngiltere'ye gerçekleştirdiği ihracat son 10 yılda %78,8 artarak 10 milyar ABD dolarına yaklaştı. Bu özellikleri ile AB’de Almanya’dan sonra ticari faaliyetimizin en yoğun olduğu ülkelerden biri.” şeklinde konuştu. 

Vergileme ile ilgili sonuçları nasıl olacak?

İngiltere’nin vergi sisteminin gerek dolaysız (doğrudan) vergiler (kurumlar vergisi gibi),  gerekse dolaylı vergiler (KDV gibi) açısından AB müktesebatına uyumlu olmasından dolayı referandumun vergileme üzerindeki etkilerinin de çok büyük olacağını belirten Kahraman, şöyle devam etti:

“İngiltere’nin dolaysız (doğrudan) vergilemesi, AB’nin temel ilkelerini içeren Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma ve Avrupa Birliği Adalet Divanı gibi birden fazla AB direktifine tabidir. Özellikle, İngiltere’nin cari yerel vergi mevzuatı “dört temel serbesti” ve  “AB devlet yardımları” ile ilgili ilkeler gibi AB müktesebatı ile çelişen düzenlemeler içermemektedir. Buna ilave olarak, KDV, gümrük ve özel tüketim vergi yükümlülükleri gibi; dolaylı vergileme işleyişi de AB mevzuatına göre yürütülmektedir. Son olarak; AB üyeliği İngiltere mukimi şirketlerine 28 üye ülkenin hem iç pazarına giriş hakkı, hem de AB ile üçüncü ülkeler arasında tercihli ticaret anlaşmaları ağının tüm fırsatlardan yararlanma imkânı vermektedir.’’

İngiltere vergileme rejimi şimdikinden farklı olabilir

Referandum sonrasında İngiltere vergi sisteminin yakın gelecekte nasıl etkileneceği şimdiden tahmin etmenin kolay olmadığını belirten Kahraman, “Bu durumun AB ile Brexit sonrasında yapılacak anlaşmaya bağlı olacağı söylenebilir. Diğer taraftan, ayrılık müzakereleri sonuçlanıncaya kadar İngiltere vergileme rejiminde büyük değişiklikler beklenmemektedir. Bu sürenin ise genel olarak en az iki yıl olması beklenmektedir. Bundan sonra İngiltere vergileme rejimi AB müktesebatından büyük oranda farklılaşabilecek; ne kadar farklılaşacağını ise zaman gösterecektir. Ancak genel hatları ile AB’den ayrılmanın vergisel etkileri aşağıdaki gibi özetlenebilir.’’ şeklinde yorum yaptı.

Ne tür alternatifler söz konusu?

Kahraman bu alternatiflerin üç başlık altında toplanabileceğini açıkladı: 

Norveç uygulaması:

İlk örnek Norveç uygulamasıdır. Bu durumda İngiltere, Avrupa Serbest Bölge Birliği üyesi olur ve Avrupa Ekonomik Alanına erişim imkanına kavuşarak Gümrük Birliği üyesi olur. Ancak; bu durumda İngiltere, AB Katma Değer Vergisi Alanının bir parçası olarak kalamayacak ve AB ile ikili ticaret anlaşması müzakere etmek durumunda kalacaktır. Diğer taraftan; İngiltere artık AB Direktifleri’nin sunduğu stopaj ve kurumlar vergisi muafiyetlerinden yararlanamayacaktır. Örneğin, “ana ortak – iştirak direktifi”, “faiz ve gayrimaddi haklar direktifi” ile “birleşme direktifi” hükümleri İngiltere mukimi şirketlere veya şubelere uygulanamayacaktır.

İsviçre Senaryosu

İkinci örnek İsviçre uygulamasıdır. Bu durumda İngiltere, Avrupa Ekonomik Alanına katılmaz ve AB ile ayrı bir ikili ticaret anlaşması müzakere eder. Böylece İngiltere, Avrupa Ekonomik Alanı ve Gümrük Birliği'nin bir parçası olmayacağından AB müktesebatına tabi de olmayacaktır. Ancak; İngiltere mukimleri, portföy yatırımları açısından herhangi bir AB üyesi olmayan ülke gibi sermayenin serbest dolaşımından yararlanmaya devam edecektir.

Türkiye Gümrük Birliği Senaryosu

Yukaridaki alternatilere ilave olarak Türkiye’nin AB ile olan “Gümrük Birliği Anlaşmaş Modeli” ile de ilave etmek mümkün. Bu durumda İngiltere’nin AB ülkeleri ile ticaretinda mallar gümrük vergisi ödenmeden yapılabiliecektir.  

Türk şirketleri brexit pazarlıklarından etkilenecek

AB içinde Türkiye’nin ikinci büyük ticaret ortağı olan İngiltere’nin ticari ilişkilerinin nasıl evrileceğinin zaman içinde görüleceğini belirten Kahraman,

“Türkiye’nin AB Gümrük Birliği’nin bir üyesi olması nedeniyle, Türkiye – İngiltere arasındaki ticari ilişkinin geleceği, AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerden bağımsız olamayacaktır.

Ancak; vergileme açısından bakıldığında, İngiltere’de ve AB’de mukim Türk çok uluslu şirketleri AB Direktifleri’nin vergileme açısından sunduğu çok önemli vergi avantajlarından şu anda yararlanmaktadırlar. Bunlar sırasıyla “ana ortak – iştirak direktifi”, “faiz ve gayrimaddi haklar direktifi” ile “birleşme direktifi” olarak karşımıza çıkıyor.’’ dedi. 

Sıfır stopajın geleceği çifte vergileme anlaşmasına bağlı

Kahraman bu direktiflerin şirketlere sunduğu avantajları ise şu şekilde özetledi: 

“Bahsettiğimiz üç direktif sayesinde AB üyesi ülkelerden birinde elde edilen, temettü ve temettü niteliğindeki kazançlar, faiz ve royalty ödemeleri AB üyesi 28 ülke arasında, bir üye ülkeden diğer üye ülkeye ödenirken herhangi bir stopaj ödenmeksizin gönderilmektedir.

Örneğin; İngiltere’de faaliyet gösteren bir Türk çok uluslu şirket, İngiltere yatırımını AB’nin bir ülkesindeki holding şirketi üzerinden yapılandırmış ise İngiltere’den bu holding şirketine “temettü” %0 stopaj ile aktarılabilmektedir. Ancak Brexit sonrasında bu kazanç üzerinden vergileme yapılmaması veya stopaj yapılmaması, öncelikle İngiltere yerel mevzuatının İngiltere’ye vergileme hakkı verip vermemesine bağlıdır. Veriyor ise bu aktarıma uygulanacak stopaj oranı Hollanda – İngiltere arasındaki çifte vergileme anlaşması hükümlerine göre belirlenecektir.’’

Çokuluslu Türk şirketleri alternatiflerini gözden geçirmeli

Kahraman ayrıca “Benzer şekilde İngiltere’deki bir şirket AB üyesi bir ülkedeki mukim bir şirketten “kredi” kullandığından bu kredi nedeniyle ödenecek faiz üzerinden şimdi stopaj yapılmazken, daha sonra söz konusu faiz üzerinden stopaj ödenmesi söz konusu olabilecektir. Buna ilave olarak İngiltere’de mukim bir şirketi satın alan Türk çok uluslu şirket, satın aldığı şirket ile mevcut bir başka AB üyesi ülkedeki iştirakini vergisiz birleştirebilirken, Brexit sonrasında bu mümkün olmayacaktır. Bu nedenlerle Türk çok uluslu şirketlerin ayrılma müzakereleri sonuçlanmadan kendi yapılarını kontrol ederek söz konusu değişiklikler nedeniyle ileride ortaya çıkabilecek olumsuzluklara karşı alternatiflerini gözden geçirmelerinde fayda vardır.’’ dedi.

Daha detaylı bilgi için:

Figen Tahiroğlu Würsching

Kurumsal İletişim ve Pazarlama, Kıdemli Müdür

Tel: +90 216 681 90 00

ftahiroglu@kpmg.com

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bize ulaşın