Kısa vadede normale dönüş olmayacak

2021 Küresel CEO Araştırması’na göre, dünyanın en güçlü şirketlerinin CEO’ları “normale” dönüşün nasıl olacağı konusunda planlar yaparken, diğer yandan çalışanlarının COVID-19 aşısından faydalanma imkanının olmaması olasılığı nedeniyle stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalabileceklerini dile getiriyorlar.

2020 Küresel CEO Araştırması COVID-19 Özel Sayısı Araştırmamız, üst düzey yöneticilerin bir anda ortaya çıkan belirsizlikler süresince şirketlerini dengede tutmaya odaklandıklarını ortaya koydu. Şubat ve Mart aylarında gerçekleştirilen 2021 Küresel CEO Araştırmamız ise, CEO’ların daha net kısa ve orta vadeli bir stratejiye sahip olduklarını gösteriyor. Özellikle belirtmek gerekirse, katılımcıların yaklaşık yarısı (yüzde 45’i) bu yıl “normale” dönüş olmayacağını vurguladı.

11 ana pazardaki 500 CEO’nun katılımı ile gerçekleştirilen 2021 Küresel CEO Araştırmamız; CEO’ların şirketlerin yeniden büyümeye başlaması ve aşının yaygınlaştırılması konusundaki görüşleri, en çok üzerinde durdukları organizasyonel riskler ve önümüzdeki dönem için şirketlerin dönüşüm öncelikleri ile ilgili güncel bir tablo sunuyor.

2022 yılında “normale” dönüş

Dünyanın en güçlü şirketlerinin CEO’ları “normale” dönüşün nasıl olacağı konusunda planlar yapıyor ancak çalışanlarının COVID-19 aşısından faydalanma imkanının olmaması nedeniyle stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyorlar. Katılımcıların sadece üçte biri (yüzde 31’i) 2021 yılı içerisinde normale dönüş olacağını tahmin ediyor, yaklaşık yarısı (yüzde 45’i) ise normale dönüşü 2022 yılında bekliyor. Önemle vurgulanması gereken bir husus olarak, liderlerin yüzde 24’ü şirketlerinin kalıcı olarak değişime uğradığını belirtiyor.

31% expect it to return to normal this year

45% see a return to normal sometime in 2022

24% say their business is forever changed

Source: KPMG 2021 CEO Outlook Pulse

CEO’ların öngörülerini etkileyen birçok faktör olmakla birlikte, aşının yaygınlaşma hızı en ön planda. Şirket liderlerinin yarısından fazlası (yüzde 55’i), çalışanlarının tamamının COVID-19 aşısından faydalanma imkanının olmayacağından ve bu nedenle faaliyetlerinin veya bazı pazarların rekabet açısından dezavantajlı hale gelebileceğinden endişe duyduklarını ifade ediyor.

Dolayısıyla, şirketlerin yaklaşık üçte ikisi (yüzde 61’i), çalışanlarından ofislere geri dönmelerini talep etmek için öncelikle ana pazarlarda aşının başarılı bir şekilde yaygınlaştırılmasını bekleyecek. Şirketlerin dörtte üçü (yüzde 76’sı) ihtiyatlı davranarak ana pazarlardaki hükümetlerin işletmeleri normale dönme konusunda teşvik etmelerini bekleyecek. Yüzde 5’lik bir kesim ise rakiplerinin veya benzer işletmelerin aldığı aksiyonlara istinaden normale dönüşü gerçekleştirecek. CEO’ların büyük bir çoğunluğu (yüzde 90’ı), çalışanlara ne zaman aşı olduklarını bildirmelerini talep etmeyi planlıyor. Bu sayede kurumlar kendi iş gücünü korumaya yönelik önlemler alabilecekler. Diğer yandan, dünya çapındaki üst düzey yöneticilerin üçte biri (yüzde 34’ü), COVID-19 aşısının koruyuculuğu konusundaki yanlış bilgilerden ve bu bilgilerin çalışanların aşı olmayı tercih etmeme gibi bir olasılığa yol açmasından endişe duyuyor.

“Yeni gerçeklikte” geçerli olacak kurallar tanımlanıyor

CEO’ların yeni ticari ortamda faaliyet gösterme planlarına çalışanlarının güvenliği konusu yön veriyor. Örneğin; şirketlerin yüzde 21’i müşterilerinden ve tesislerine gelen ziyaretçilerinden aşı olup olmadıklarını bildirmelerini talep edecek. Şirketler ayrıca iş seyahatleri konusunda da tedbirli bir yaklaşım sergiliyor. Yüzde 26’sı küresel salgın sona erinceye kadar yurtdışı seyahatleri kesmeyi planlıyor. 

Şirket liderleri önümüzdeki dönemdeki faaliyetlerinin tarzına etki edecek çeşitli uzun vadeli faktörlere dikkat çekmekle birlikte, ofis alanlarının küçültülmesi ve uzaktan çalışma düzenlemeleri gibi belli başlı hususlara ihtiyatlı bir yaklaşım sergiliyorlar. Örneğin; Ağustos 2020’deki araştırmaya katılanların yüzde 69’u şirketlerinin fiziki alanlarını küçülteceklerini belirtmişken, yeni araştırmada sadece yüzde 17’lik bir kesim bunu yapacağını belirtti. Buna ek olarak, katılımcıların sadece yüzde 30’unda çalışanların büyük bir kısmı haftanın 2-3 günü uzaktan çalışmaya devam edecek.

Şirketler iş yerleri ve hizmet sunma modelleri ile ilgili temel unsurlarda hızlı bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Katılımcıların yüzde 61’i dijital işbirliği ve iletişim araçlarını geliştireceklerini belirtiyor. Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 57’si); ağırlıklı olarak sohbet robotları, telefon, internet ve sosyal medya gibi sanal platformlar aracılığıyla müşteri etkileşimi ve sorgu faaliyetleri yürütmeyi planlıyor.

Küresel salgın boyunca çalışanların üzerindeki stres ve toplumsal sorunlar gibi konularda farkındalığın artması ile birlikte; şirketlerin yüzde 50’si çalışanların mutluluğu ve ruh sağlığı için destek sağlamak üzere İK imkanlarını artıracağını, yüzde 14’ü ise çalışanlar açısından işyeri esnekliğini artırmak için ortak ofis alanları araştıracağını söylüyor.

Değişen risklere rağmen güven artıyor

Araştırma sonuçları karma bir tablo ortaya koyuyor ve CEO’lar geçen yıla kıyasla 3 yıllık dönemde kendi şirketleri, sektörleri ve ülkelerinin büyüme beklentileri  konusunda nispeten daha güvenli. Güven artışı COVID-19 aşısının piyasaya sürülmesinin getirdiği olumlu ivme ile ilişkilendirilebilir ancak sokağa çıkma kısıtlamalarının devam etmesi küresel ekonomik gidişat üzerinde olumsuz bir etki yaratmakta. Buna tezat bir şekilde, küresel ekonomideki 3 yıllık büyüme beklentilerine  duyulan güven oranı 2017 yılından bu yana en düşük seviyesinde.

CEO’lar önümüzdeki 3 yıl içerisinde şirketlerinin büyümesinin önündeki en büyük riskleri belirlediler. Öne çıkan trendler arasında siber güvenlik riski, Ağustos 2020’de beşinci sırada iken çarpıcı bir biçimde yükselerek sıralamada birinci risk olarak öne çıktı. CEO’ların öncelikleri arasında önemli ölçüde üst sıralara çıkan diğer risklerde; mevzuat riski ve vergi riski ikinci sıraya yerleşirken Şubat 2020’de sekizinci sırada olan tedarik zinciri riski üçüncü sıraya yükseldi.

Aşağıdaki risklerden hangisi önümüzdeki 3 yıl boyunca şirketinizin büyümesi önündeki en büyük tehdidi oluşturuyor?

2021 Genel Eğilim Araştırması(Şub – Mar 2021)

2020 COVID-19 Araştırması (Tem – Ağu 2020)

Source: KPMG 2021 CEO Outlook Pulse

Bu yıl gerçekleşen COP26 (Birleşmiş Milletler 26. İklim Değişikliği Konferansı) ve ABD’nin Paris Anlaşması’na yeniden katılması ile birlikte, CEO’ların yüzde 49’u daha sıkı ESG uygulamalarını hayata geçirmeyi planlıyor. Şirket liderlerinin büyük bir çoğunluğu (yüzde 89’u), küresel salgın dolayısıyla şirketlerinin elde ettiği sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği kazançlarını kalıcı hale getirmeye odaklanmış durumda. Dünya genelindeki üst düzey yöneticilerin neredeyse tamamı (yüzde 96’sı), ESG programlarının toplum bileşenine daha fazla ağırlık vermeyi planlıyor.

Dijitalleşmenin ağırlığı artıyor

Küresel salgın pek çok şirketin mevcut stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden olmakla birlikte, bu durum her şeyden önce şirket liderlerinin dijitalleşme konusundaki kararlılığını pekiştirdi. Şirketler krizden çıkıp faaliyetlerini normale döndürmeye çabalarken, CEO’lar dikkatlerini siber güvenlik sorunlarına yönlendiriyor ve müşteriler ile dijital bağlantı araçları üzerinden etkileşim kurmak suretiyle şirketlerini farklılaştırıyor.

Şirket liderlerinin dörtte üçü (yüzde 74’ü), faaliyetlerinin dijitalleştirilmesinin ve yeni nesil çalışma modeli oluşturulmasının aylar içerisinde hız kazandığını belirttiler. Ağustos 2020’de ise bu oran yüzde 50’ydi. Liderlerin oldukça büyük bir çoğunluğu, yeni dijital iş modellerinin ve gelir akışlarının hız kazandığını (yüzde 69) ve kusursuz bir dijital müşteri deneyimi yaratıldığını (yüzde 56) bildirdi.

Bu yıl CEO’lar geçen yıla kıyasla dijital teknolojilere daha fazla yatırım yapmayı planlıyor. Yüzde 52’si veri güvenliği önlemlerine öncelik veriyor, yüzde 50’si müşteri odaklı teknolojilere ağırlık veriyor ve yüzde 49’su ise video konferans ve mesajlaşma imkanları gibi dijital iletişim araçlarına yatırım yapıyor. 

CEO’lar şirketlerinin dijital imkanlarını güçlendirmek için farklı yöntemlere de başvuracaklar. Katılımcıların yüzde 61’i, sundukları müşteri deneyimini dönüştürecek dijital teknolojilere sahip olma isteğinin önümüzdeki 3 yıl boyunca birleşme ve satın alma (M&A) konusundaki adımlarını yönlendiren ana faktör olacağını belirtiyor. 

Sonuçlar

Küresel salgının ani ve beklenmedik bir biçimde belirsizlik ve değişim getirdiği ilk zamanlardan bu yana yaklaşık bir yıl geçti ve CEO’lar faaliyetlerini istikrara kavuşturma konusunda artık sağlam adımlar atıyor. Az sayıda şirket lideri normale hızlı bir dönüş olacağını öngörmekle birlikte, şirket liderleri çalışma şekillerini “yeniden olağan haline getirmek” için gerekenleri tam olarak kavramış durumda. Şirket liderleri ayrıca geçtiğimiz yıl boyunca hız kazanan dijitalleşme ve ESG faaliyetlerine ağırlık vermek de dahil olmak üzere, kalıcı bir şekilde değişen bir piyasa ortamında rekabet güçlerini yeniden kazanmak için alınması gereken aksiyonlar konusunda da net bir vizyona sahipler.

Metodoloji:

2021 Küresel CEO Araştırması: Covid 19 Özel Sayısı, dünyanın en güçlü şirketlerinin CEO’larından ekonomik ve ticari ortam ve etmekte olan küresel salgın ile ilgili 3 yıllık öngörülerini paylaşmaları istenmiştir. Bu araştırma, CEO’ların görüşlerinin Temmuz/Ağustos 2020’den bu yana ne şekilde değiştiğini incelemektedir.

11 ana pazardan (Avustralya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD) beş yüz CEO, 29 Ocak - 4 Mart 2021 tarihleri arasında araştırmaya katılmıştır. Araştırma 11 ana sektörü kapsamaktadır (varlık yönetimi, otomotiv, bankacılık, tüketim ürünleri ve perakende, enerji, altyapı, sigortacılık, yaşam bilimleri, imalat, teknoloji ve telekomünikasyon). Tüm katılımcılar, 500 milyon ABD doları üzerinde yıllık geliri olan kurumları temsil etmektedir ve araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 35’inin yıllık geliri 10 milyar ABD dolarının üzerindedir.