KPMG’nin bu yıl aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30 ülkeden bin 100’den fazla CEO ve yönetici, iki binden fazla tüketici görüşmesiyle gerçekleştirdiği araştırma, Covid-19 krizinin otomotiv endüstrisi üzerindeki karmaşık etkilerine ışık tutuyor. Araştırma pandemi etkisiyle gerileyen küreselleşmenin sektöre nasıl yansıdığını anlatıyor 

KPMG’nin Küresel Otomotiv Yöneticileri 2020 Araştırması, Covid-19 etkisiyle otomotiv sektöründeki değişimi inceliyor. Küresel otomotiv sektörü liderleriyle yapılan araştırmaya göre sektörde küresel tek pazar anlayışı geride kalıyor, bölgesel ve yerel pazarlar yeniden öne çıkıyor. Otomotiv yöneticileri tedarik zincirini dengede tutmak, küresel talep azalmasını kontrol etmek, dijital talebi yönetmek gibi konularda uluslararası iş birliğini gerektiren bir dönemin başladığını söylüyor. 

Araştırma sonuçları, Covid-19’un global üretim ve satış perspektifinden değerlendirilmesi gereken bir küresel dalga hareketi olduğunu söylüyor. Bu doğrultuda, üretim ve satış perspektifinden yola çıkarak tedarik zincirlerinin de önümüzde yaşanması muhtemel diğer pandemiler veya kriz senaryolarının etkileri göz önünde bulundurularak yeniden düşünülmesi gerekiyor. Bununla birlikte tedarik zincirlerindeki gecikmeleri takip eden iş modellerinin önemi de oldukça artmış durumda. İnsanlar kendilerini güvende hissetmek için daha çok para harcamayı göze alarak toplu taşımadan kişisel araçlarına doğru yöneldi. Bu yönelimin pandeminin ilerleyen aylarında satışlara da yansıdığını gördük. Öte yandan, likiditesi güçlü şirketler, pazarda kendilerini yeniden tanımayabilme fırsatına erişebilecekler. Bu da önümüzdeki dönemde yeni iş birlikleri, birleşme ve satın almaların gündemde olacağı anlamına geliyor.

Özetle küresel otomotiv endüstrisi, tedarik zincirlerinin yeniden düşünüldüğü, küresel talep oranlarında oynamaların ve belirsizliklerin yaşandığı ve dijital ihtiyaçların arttığı ve iş birliği ihtiyacını gerektirdiği yeni bir döneme giriş yapıyor ve sektörde rekabet yeniden tanımlanıyor.

Araştırmaya göre Türkiye ve dünyada 2020’nin ikinci yarısından itibaren sektördeki mega trendler şöyle sıralanıyor:

Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik sektör genelinde yöneticiler açısından gündemin ilk sıralarında olsa da tüketiciler açısından önemini bir nebze kaybetmiş durumda. Sürdürülebilirliği fark yaratmanın anahtarı olarak gören yöneticilerin oranı yüzde 98 iken tüketicilerde bu oran sadece yüzde 17. Sürdürülebilirliğin tüketici kararlarını etkileyebilecek kadar şeffaf olmaması ve sektördeki herhangi bir ürünün sürdürülebilirliğiyle ilgili net kriterler olmaması, otomotiv sektöründe bu konu hakkında topluluk düşüncesi oluşmamasının nedenlerinden bazıları. Aynı zamanda pandemi döneminde tüketicilerin maliyet odaklı seçimler yapması da sürdürülebilirliğin bir öncelik olmamasında büyük etken. 

Elektrikli mobilite

Elektrikli mobilite, pandemi döneminde hız kaybetse de önümüzdeki dönemde devlet desteği, e-mobilitenin olmazsa olmaz kaynaklarından olacak. E-mobilitenin sadece büyükşehirlerde ve belirli bölgelerde sınırlı kalmaması için devlet desteğine büyük ölçüde ihtiyaç olacak.

Endüstri politikası

Yöneticilerin yüzde 73’ü, ülkenin üretim teknolojisini doğrudan etkileyen faktörün o ülkenin sahip olduğu maden kaynakları olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla ham maddenin, otomotiv sektöründe bölgesel fark yaratma konusundaki etkisi yadsınamaz. Bu durum, uzun vadede sektörde tek bir dominant oyuncu olmasına engel olacak. 

Bölgesel kaymalar

Tek ve büyük bir bölgesel kaymadan ziyade farklı teknolojilere, pazarlara ve uygulamalara birden fazla kayma yaşanması bekleniyor. Bununla birlikte tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar üretimin eve yaklaşmasına sebep oluyor. Bölgesel ve yerel pazarların önemi artıyor. 

Kilit trendler

Otomotiv sektörü, değişimle yol almaya ve dönüşmeye devam ediyor. Covid-19’un otomotive çok yönlü etkileri var. Bu durumda tedarik zincirlerinin yeniden tanımlanması ve talepteki temel değişikliği birlikte ele almak gerekiyor. Bir diğer önemli noktaysa rekabet anlayışının değişmesi ve iş birliği çözümleri. Otomotiv şirketleri ile bilişim ve teknoloji şirketleri arasında bir yakınlaşma bekleniyor. Nitekim en büyük 50 geleneksel otomotiv ekipman üreticisi ve tedarikçisinin piyasa değeri, en büyük 15 teknoloji şirketinin piyasa değerinin altıda biri kadar. Dolayısıyla pandemi ile hızlanan dijitalleşme ihtiyacının otomotiv sektöründe de kendisini göstereceğini söylemek yanlış olmaz. Üretim tarafında yaşanan gelişmelere ek olarak özellikle satış ve pazarlama kanallarında, müşteri beklentilerinde yaşanan büyük değişimin de etkisi ile dijital ihtiyaçlar oldukça artmış durumda.