Günümüzde “hizmet sunan” servis platformlarının ve servis sağlayıcılarının yükselişi, tedarik zincirinde dış kaynak kullanımını daha kompleks bir iş problemine dönüştürmektedir. Eskiden yalnızca değer zincirinin paralel iş akışı niteliğinde yürütülen lojistik operasyonları için kullanılan dış kaynaklar, günümüzde tedarik zincirinin satın alma, üretim planlama, üretim, depolama, vb. tüm alt fonksiyonlarında kullanılmaktadır.

Firmanızın temel fonksiyonlarından birinin lideri olarak; tedarik zincirinin başında, sonunda ya da ortasında bir yerde olmanız, yükselen yeni hizmet platformlarının zamanı geldiğinde yıkıcı olacağı gerçeğini ne yazık ki değiştirmiyor. Bu noktada; firmaların öncelikli olarak tedarik zincirinde hangi alt fonksiyonlarında dış kaynak kullanımı gerçekleştireceklerine ve hangi alt fonksiyonlarında iç kaynaklarıyla ilerleyeceklerine Üst Yönetim nezdinde stratejik olarak karar vermelerini gerektirmektedir.

“Yıkıcı teknolojiler, tedarik zincirlerini de dönüştürüyor: Artık bulut çözümler üretim planlamada, dronelar depolarda konuşuluyor.”

Serkan Ercin
Ortak
Strateji ve Operasyonlar

Tedarik zincirlerini bekleyen yıkıcı gelişmeler

Tedarik zincirlerinin etkin yönetimi ile kazananlar, yıkıcı gelişmelere doğru tepkileri verebilecek oyuncular olacaktır. Peki, tedarik zincirini uçtan uca etkileyen bu yıkıcı gelişmeler ve bu gelişmelere uygun stratejik aksiyonlar nelerdir?

  • “Hizmet sunan” platformların gelişimi – Bulut çözüm kullanan tedarik zincirlerinin yükselişi ile birlikte sektörde kapsamlı değişimler yaşanmaktayken, başarıya ulaşmak isteyen firmaların bu teknolojik değişimlere ayak uydurması gerekmektedir.
  • Şeffaflık ve rekabet sorunsalı – Giderek gelişen ortaklaşa çalışma ortamında firmalar, rakiplerine ne kadar veri ve şeffaflık sağlanması gerektiğini belirlemek zorundadır.
  • İş modellerinin değişiyor olması – İlk etapta, firmaların sektördeki pozisyonlarını belirlemeleri gerekmektedir (hizmet alan ya da hizmet sağlayan). Sonrasında ise operasyonların ne kadarının hizmet sağlayan başka bir firmaya yükleneceğinin, ne kadarının ise hizmet olarak dışarıya sunulacağının belirlenmesi gerekmektedir.
  • Tamamlayıcı operasyonların odaklı bir yaklaşım gerektirmesi – Firmalar, stratejik yol haritalarının, değişen iş modellerini tüm detaylarıyla gözden geçirdiğinden ve kapsadığından emin olmalıdır. Bu sayede, firmaların gelişim eğrilerinin ölçeklenebilir olması da mümkün olacaktır. 

Geleceğin tedarik zincirleri

Geleceğin tedarik zincirleri, “hizmet sunan” servis platformlarını ve 5. Parti Lojistik (PL) sağlayıcılarını başarılı şekilde değerlendirebilecektir. Bu değerlendirme doğrultusunda hangi bileşenlerin dış kaynak olarak kullanılacağını, hangilerinin ise hizmet olarak sunacağını belirleyebilecek bu yenilikçi tedarik zincirleri, gerekecek idari yükü de öngörebilecektir. Ek olarak, bu zincirler dışarıdaki ortaklarıyla olan ilişkilerini yönetmek için gereken kabiliyete de sahip olacaktır. Bu kabiliyet kapsamında, bulut çözümler üzerinden gerçek zamanlı veri akışı sunacak ortakların sağlayacağı, operasyonlarla ilgili tüm bilgileri uzaktan ve simultane değerlendirmek de mümkün olacaktır.

Pek çok firma, dış kaynak kullanımı konusunda sağlayıcıları ile bir ortaklık kurma arayışına girmektedir. Bu firmaların çoğu konuya alım-satım bakış açısı ile yaklaşırken, yalnızca küçük bir kısmı gerçekten ortaklaşa çalışmak isteyen bir tutum sergilemektedir. Oysa konu dış kaynak kullanımı iken firmaların performansı, dış ilişkilerin nasıl yönetildiği ile doğrudan bağlantılıdır. Diğer bir deyiş ile; başarıya ulaşmak isteyen ortaklıklar, parasal hareketlerden fazlası olmak zorundadır.

“Tedarik zinciri liderleri, artık yalnızca satın alma ya da lojistik operasyonlarında değil, hemen hemen tüm alt fonksiyonlarında bir orkestra şefi gibi büyük bir paydaşlar ekosistemini yönetiyor.”

Ayşegül Eser
Müdür
Strateji ve Operasyonlar

Deneyimlerimizden çıkarımlar

Tedarik zincirleri için limitler, artık teknolojilerle değil; o teknolojileri kullanan insanların hayal güçleriyle belirlenmektedir. Dünya çapındaki firmalar bir değişim fırtınası ile karşı karşıyayken, günümüzde ve gelecekte başarılı olmak isteyen tedarik zinciri liderleri; iş modellerini, organizasyonel yapılarını ve operasyonlarını stratejik bir şekilde dönüştürmelidir.

KPMG Türkiye Strateji ve Operasyonlar Ekibi olarak; Türkiye’deki proje deneyimlerimiz doğrultusunda, tedarik zincirinde dış kaynak kullanımında stratejik olarak hareket etmeyen firmaların özellikle maliyetlerin dağıtımı, servis sahipliğinin atanması, risk yönetiminin etkin bir şekilde yapılması ile ticari ilişkilerin karşılıklı sinerji fırsatları gözetilerek yürütülmesinde gelişim alanları olduğunu söyleyebiliriz.